26 Aralık 2014 Cuma

Meme Kanseri

Kadınların illeti olan fakat yanlış bilinenin aksine erkeklerde de ortaya çıkan meme kanseri hakkında size merak ettiğiniz her şeyi bu yazımızda sunacağız. İyi okumalar dileriz. 

Meme Kanseri Nedir




Meme hücrelerinde başlayan kanser türüdür. Akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türüdür. Her 8 kadından birinin hayatının belirli bir zamanında meme kanserine yakalanacağı bildirilmektedir. Erkeklerde de görülmekle beraber, kadın vakaları erkek vakalarından 100 kat fazladır. 1970'lerden bu yana meme kanserinin görülme sıklığında artış yaşanmaktadır ve bu artışa modern, Batılı yaşam tarzı sebep olarak gösterilmektedir. Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde görülme sıklığı, dünyanın diğer bölgelerinde görülme sıklığından daha fazladır. Meme kanseri, yayılmadan önce, erken tespit edilirse, hasta %96 yaşam şansına sahiptir. Her yıl 44000'de bir kadın meme kanserinden ölmektedir.

Meme Kanseri Tipleri


Meme kanserine karşı en iyi koruyucu yöntem erken teşhisdir. Meme kanserinin birçok tipi vardır. En sık rastlanan duktal karsinoma, memenin süt kanallarında başlar. Meme kanseri memenin dışına yayıldığında koltuk altındaki lenfatik nodüller en sık görülen yayılım yerleridir. Kanser hücreleri memenin diğer Lenf Nodlarına, Kemiğe, Karaciğer ve Akciğere yayılabilir. Her kadın meme kanseri gelişme riskine sahiptir. Gerçekte meme kanseri gelişen kadınların çoğunda risk faktörleri belli değildir.

Meme Kanseri Tanısı

Tanı: Erken evrede meme kanserleri diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi ileri dönemlere gelene kadar belirgin bir belirti vermeyebilir. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Bu nedenle, meme kanserinin erken tanısı için önerilen kontrol programlarını uygulamanız çok önemlidir. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını arttırır. 


Erken tanı için üç temel yöntem uygulanabilir. Bunlar ; evde kendi kendine yapılan meme kontrolleri, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayeneleri ve mamografi (meme röntgen filmi) olarak sayılabilir. Kadınların 20 yaşından sonraki dönemde, her ay memelerini kendi kendilerine muayene etmeleri gereklidir. Menopoz öncesi dönemde adetin başlangıcından sonraki 7-10. günlerde, menopoz sonrası dönemde ise her ayın aynı gününde muayene yapmalısınız. 


Meme dokusu içerisinde herhangi bir şüpheli kitle ele geldiğinde vakit geçirmeden doktora başvurunuz. 20 yaşından sonra 2 yılda bir, 40 yaşından sonra yılda bir kez doktorda meme muayenesi yaptırınız. Bu şekilde takip edilen kadınlarda kanserin çok erken dönemlerde yakalanabildiği ve meme kanserine bağlı ölümlerde %30 oranında azalma sağlandığı saptanmıştır.


Meme Kanseri Tedavisi

Meme kanseri tedavisi, alanında uzmanlaşmış bir ekip tarafından yapılmalıdır. Bu ekibin temel üyeleri meme cerrahı, tıbbi onkolog ve radyasyon onkoloğudur. Meme kanserinin temel tedavisi cerrahidir. Tercih edilen cerrahi şekli meme dokusunun tamamen çıkarıldığı mastektomi ameliyatıdır. Ancak, erken evre küçük tümörlerde meme koruyucu cerrahi yapılması da uygundur. 


Kanserli dokunun memeden, çevresinde bir parça sağlıklı meme dokusu bırakılarak çıkarılmasına lumpektomi adı verilir. Ancak, lumpektomi yapılan memelere daha sonra radyoterapi verilmesi şarttır. Yapılan çalışmalar sonucunda meme koruyucu cerrahi sonuçlarının mastektomi ile benzer olduğu anlaşılmıştır. Bu yaklaşım özellikle batı ülkelerinde mastektomiye tercih edilmektedir. Sevindirici olarak ülkemizde de giderek daha çok uygulanmaktadır. Cerrahi sonrası gerekiyorsa tamamlayıcı olarak kemoterapi veya hormonoterapiler tıbbi onkologlar tarafından yapılır. Bazı durumlarda radyoterapi de uygulanması gerekebilir. 

Tedavi kararı verirken tümörün büyüklüğü, koltuk altı lenf bezlerine yayılım olup olmaması, tümörün hormon bağımlılık durumu, Her2 (c-erb-B2) adı verilen kanser geninin varlığı gibi faktörler göz önüne alınır. Tümörün büyük olduğu durumlarda tedaviye önce kemoterapi ile başlanıp tümörün küçültülüp cerrahiye uygun hale getirilmesi gerekebilir. Bu tedavilere doktorunuz karar verip sizi yönlendirecektir.


Konumuzla alakalı olarak aşağıdaki yazılarımıza bakabilirsiniz. Blog sayfamızı okuduğunuz için teşekkür ederiz. Yazılarımızı yararlı buluyorsanız beğenmeyi paylaşmayı ve yorum yapmayı unutmayınız. Sağlıklı günler dileriz. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder