31 Aralık 2014 Çarşamba

Tiroid Hastaligi Belirtileri


Siz değerli okurlar için tiroid hastalığı hakkında bir yazı hazırladım. Tiroid hastalığı nedir , belirtileri nelerdir , tedavisi nasıl gerçekleştirilir gibi sorularla makalemi destekledim. Tiroid hastalığı günümüzde çokça duyduğumuz yaygın bir rahatsızlıktır.Bu hastalığı etraflıca inceledim.İyi okumalar dilerim. 

Tiroid Hastalığı 

Sağda solda duymuşuzdur tiroid bezlerini aldırmış birilerini, önemsemeksizin duyar kulak kabartmaya dahi ihtiyaç duymayız, bir çoğumuz bilmeyiz fakat vücutta yaşamsal bir işlevi üstlenen tiroid bezinin işlevleri kalıtım, radyasyon, iyot eksikliği, yaşlanma gibi faktörlere bağlı olarak bozulabiliyor.Gırtlağın ön tarafında bulunan tiroid bezi salgıladığı hormonlarla, vücuttaki tüm organların işleyişini ve metabolizmasını etkiliyor. Ancak kalıtım, mikroplar, yaşlanma, ısı değişiklikleri, iyot eksikliği ya da fazlalığı, radyasyon, kullanılan ilaçlar ve kanser gibi faktörler tiroid bezinin çalışmasını bozuyor. Tiroid beziyle ilgili sorunlar Türkiye için ciddi bir sorun. Farklı illerde okul çağında yapılan taramaların sonucuna göre tiroid hastalığının görülme sıklığı yüzde 5 ile yüzde 56 arasında değişiyor. Tüm endokrin hastalıklar gibi tiroid hastalıkları da kadın hastalarda daha sık görülüyor. Yaşa bağlı olarak da tiroid hastalığının sıklığı artıyor..

Vajinismus Nedir


Siz değerli okurlar için vajinimus nedir konusunda bir yazı hazırladım. Vajinimus nedir , nedenler nelerdir , belirtileri nelerdir , nasıl tedavi edilir gibi sorularla makalemi destekledim. Vajinimus hastalığına yakalanan birinin cinsel ilişki yaşaması imkansızlaştığı için tedavi edilmesi şarttır. 

Vajinismus

Vajinismus hastalığını kısaca özetleyecek olursak, Vajen yani kadın cinsel organı girişini çevreleyen kasların, cinsel ilişki esnasında, istem dışı olarak kasılması sebebiyle, cinsel ilişkinin gerçekleşememesi durumudur. 

DUYU ORGANLARI VE RAHATSIZLIKLARI


Siz değerli okurlar için duyu organları ve rahatsızlıkları hakkında bir yazı hazırladım. Makalemi öncelikle duyu organlarını tanıtmakla ardından bu duyu organlarında oluşabilecek rahatsızlıkları incelemekle makalemi sona erdirdim. İyi okumalar dilerim.

1. Burun 


Burnumuz yüzün ortasında var olan öne doğru bir çıkıntı biçiminde uzanan, kemik ve kıkırdaktan oluşan, kas ve deri İle örtülmüş bir duyu organıdır.

Burun üç yüzeyli bir piramit şeklindedir. Kişilere ve ırklara göre değişiklik göstermektedir. Simetrik iki yan yüzünün ortada birleşmesi ile burun sırtı meydana gelir. Burnun alınla birleşme yerine de burun kökü denmektedir.Yan yüzlerin alt kesimleri daha çıkıntılı olup burun kanatları denir. Piramidi andıran burnun tabanında ise ortada bir bölme ile ayrılmış burun delikleri bulunmaktadır. Burun içindeki burun boşlukları, önde burun delikleri ile dışarıya, arkadaysa yutağın burun parçasına açılmaktadır.



Burun boşluğunu kaplayan zar tabakada bulunan bezler, burun zarını sürekli ıslak tutan burun salgısını meydana getirir. Bu salgı yardımı ile, alınan hava nemlendirilir. Burun boşluğunun üst kesimlerinde koku hücreleri bulunmaktadır.

SİNDİRİM SİSTEMİ RAHATSIZLIKLARI


Sizler için sindirim sistemimiz de oluşabilecek rahatsızlıklar ile ilgili bir yazı derledik;yazımızın içeriğinde gastrit, ülser, dizenteri, ishal, basur, apandisit, kolera, tifo hakkında bilgiler vereceğiz. İyi okumalar dileriz. 

Sindirim Sistemi Rahatsızlıkları



Sindirim sisteminin sağlığının korunmasına yeterince özen gösterilmezse çeşitli rahatsızlıkların oluşması mümkündür. Gastrit, ülser, mide ağrısı, bağırsak tıkanıklığı, reflü vb hastalıklar sindirim sistemi hastalıkları olarak sayılabilecek rahatsızlıklardır. 

1.Gastrit 



Gastrit kabaca mideyi koruyan mukozanın iltihaplanmasıdır. Mide öz suyundaki asit salgısının artması buna yol açabilir. Yağlı, acılı gıdalar, stres ve sigara gibi faktörler, asitli içecekler mide asidi seviyesini arttırmaktadır. Ayrıca bazı ilaçlar da Buna sebep olur. 

Kemoterapi Sonrası Kanama Problemleri



Siz değerli okurlar için kemoterapi sonrası kanama problemleri hakkında bir yazı hazırladım. Düşük trombosit önlemleri nelerdir , kemoterapi sonrası ne yaşanır , kanser tedavisi nasıl gerçekleştirilir gibi sorularla makalemi destekledim.

Kanama Problemleri



Nadiren yüksek doz kullanıldığında kemoterapi ilaçları kanda pıhtılaşmayı sağlayan trombosit sayısını azaltabilir. Bu nedenle kanamaya eğiliminiz artabilir. Normal trombosit sayısı 150.000-300.000 arasındadır. Trombosit sayısı 100.000'in altına düşse bile kanama problemleri oluşturmayabilir. Ancak 20.000'in altındaki değerlerde kanamalar yaşanabilir ve acilen önlem alınması şarttır. 

Kemoterapi Sonrası Bulantı ve Kusma



Kanser hastalarına karşı uygulanana tedavi yöntemlerinden en yaygın olan kemoterapidir. Kanser ağır bir rahatsızlıktır ve doğal olarak tedavisinin yan etkileri de son derece ağırdır. Bundan kaynaklı sizlere kemoterapi sonrası bulantı ve kusma hakkında bir yazı derledik iyi okumalar dileriz.



Kemoterapi Sonrası Bulantı ve Kusma


Kemoterapiye bağlı en önemli şikayetlerden biridir. Kemoterapi, midenizi ve beyindeki kusma ile ilgili merkezi etkileyerek kusmaya neden olabilir. Kullanılan ilaç türlerine, doza ve kişisel özeliklere göre kusma şiddeti ve süresi değişiktir. Bu tür bir yan- etki hiç oluşmayabileceği gibi çok şiddetli de olabilir. Ne zaman başlar? Ne kadar sürer? Hemen tedavi sonrası veya tedaviden 8-12 saat sonra başlayıp 12-24 saat süren şiddetli bulantı kusmanız olacağı gibi hafif bir bulantı sürekli de olabilir. Daha önce kemoterapi deneyimi olmuş kişilerde bazen tedaviden önce de psikolojik kökenli kusmalar olabilir. 


Bulantı ve kusmanızın şiddeti ve süresi hakkında her kürde doktorunuza bilgi veriniz. Engellenebilir mi? Bulantı ve kusmayı engelleyen çok çeşitli ilaçlar mevcuttur. Doktorunuzun önerisine göre bunları zamanında kullanınız. Bu ilaçlar genellikle kemoterapiyi aldığınız günlerde ve sonraki birkaç gün süresince kullanılır. Bulantı ve kusmanızın şiddetine göre tedavinizde ve alacağınız sıvı miktarında değişiklikler yapılarak, bu yanetkinin azaltılması mümkündür.

Kemoterapi Sonrası Saç Dökülmesi


Her zaman olmayan,fakat sık karşılaşılan bir yan etkidir. Doktorunuz kullanacağınız ilaçların saç döküp dökmeyeceği konusunda size aktarımda bulunacaktır. Saçlarla birlikte vücudunuzun diğer tüylü bölgelerinde de dökülme yaşanacaktır. Tüylerdeki dökülme sizi ruhsal açıdan zedeleyebilir ; bu duygularınızı içinize atmayınız. 

Kemoterapi Sonrası Saç Dökülmesi

Öncelikle bu yan etkinin tamamen geçici bir süreliğine sizi etkileyeceğini aklınızdan çıkarmayın. Tedaviniz tamamlandığında dökülen saçlar ve tüyler yeniden çıkacaktır ve daha da gür olması mümkündür. Daha önce bu deneyimi yaşamış kişilerle konuşmak sizi rahatlatacaktır. Bazı merkezlerde saç dökülmemesi için uygulanan kafa tasına soğuk ve baskı uygulama teknikleri bazı yan etkilerinden dolayı uygulanmamaktadır.

Kemoterapi Sonrası Yutma Güçlüğü


Kanser hastalarına karşı uygulanana tedavi yöntemlerinden en yaygın olan kemoterapidir. Kanser ağır bir rahatsızlıktır ve doğal olarak tedavisinin yan etkileri de son derece ağırdır. Kemoterapi sonrası yutma güçlüğü de bu yan etkilerden bir tanesidir. Bizde sizlere kemoterapi sonrası yutma güçlüğü ile bir nebze olsun nasıl başa çıkacağınızı aktaracağız. İyi okumalar dileriz. 

Kemoterapi Sonrası Yutma Güçlüğü



Ağız içi ve yemek borusu bölgelerdeki hücrelerin yenilenememesi, vücudun mikroplara karşı daha duyarlı olması, yetersiz sıvı alımı, ağız bakımının iyi olmaması gibi nedenlerden ötürü kemoterapi alırken ağız içinde, boğazda, yemek borusunda kuruma, kızarma ve yaralar oluşabilir. Bu durum hem beslenmenizi engelleyeceğinden hem de mikrop kapmanız için elverişli ortam yaratacağından, oluşmasını engellemek için gerekli önlemleri almak gerekir.



Kemoterapi Sonrası Kabızlık



Kemoterapi sonrası yaşanan bir dizi problemler arasında kabızlık da meydana gelmektedir. Bizde sizlere kemoterapi sonrası kabızlık sorununuzda ne yapmanız gerektiği ile ilgili bir yazı derledik iyi okumalar dileriz. 

Kemoterapi Sonrası Kabızlık


Dışkılama sıklığınızın her zamankinden daha az olması , dışkının sertleşmesi ve ağrılı ve rahatsız edici olmasına kabızlık denir. Kemoterapi aldığınız sürece aldığınız ilaçlara, her zamankinden daha az hareket etmenize ve az yemenize bağlı olarak kabızlık gelişebilir. Kabızlık giderici ilaçlar kullanabilirsiniz, fakat öncelikle doktorunuza danışmanız gerekir. 

Kemoterapi Sonrası İshal


Kemoterapi sonrası meydana gelen ishal problemleri ilaçların yan etkisinden kaynaklanan problemler arasındadır. Kemoterapi ilaçları ağır ilaçlardır ve bir çok yan etkisi bulunmaktadır. Bizlerde sizlere kemoterapi sonrası ishal durumunuza karşı ne yapabileceğinizi aktaracağız. İyi okumalar dileriz. 

Kemoterapi Sonrası İshal


Kemoterapi alırken dışkılama düzeninizde değişiklik olabilir. Bu durum bazı sınırlar içinde önemsizdir. Eğer günde 4 veya 5 kezden fazla sulu dışkılama varsa bu duruma ishal denir ve önlem almanız gerekir.

Kemoterapinin Kas ve Sinir Sisteminize Etkisi


Kanser hastalarına karşı uygulanana tedavi yöntemlerinden en yaygın olan kemoterapidir. Kanser hastalığı ağır bir rahatsızlıktır ve doğal olarak tedavisinin yan etkileri de son derece ağırdır. Kemoterapi  tedavisi sırasında ve sonrasında bir dizi durum meydana gelmektedir.  Bunlar arasında kas ve sinir sistemini kemoterapinin etkisi de vardır. 



Kemoterapinin Kas ve Sinir Sisteminize Etkisi 




Bazı ilaçlar sinir sistemini etkileyerek ellerde ve ayaklarda, özellikle parmaklarınızda uyuşma, yanma, kuvvetsizlik, karıncalanma, hissizlik yapabilir. Ayrıca nadiren de olsa denge kaybı, eşyaları tutmada güçlük, eklem ağrıları, işitme kaybı, karın ağrısı ve kabızlık olabilir. Bazı ilaçlar da kaslarınızı etkileyerek kuvvetsizlik ve zayıflığa neden olabilir. Bu etkiler rahatsız edici olsa da genellikle önemli değilir ve ilaç kesildikten sonra zamanla kaybolur, nadiren kalıcı olabilir. 
Doktorunuzla görüşmelerinizde bu tür belirtleriniz kalıcı oluyorsa belirtiniz.

Eğer bu tür belirtileriniz varsa:

  • Delici ve kesici araçları kullanırken, bir yerinizi kesmemek için dikkatli olunuz. 
  • Yürürken, merdiven çıkarken bir yerlere tutununuz, gerekirse baston kullanınız. 
  • Ayakkabılarınızın ayaklarınıza uyan ve iyice kavrayan şekilde olmasına dikkat ediniz.

Daha fazla bilgi almak adına  '' Kemoterapi Rehberi '' yazımıza bakabilirsiniz. Acil şifalar sağlıklı günler dileriz. 

Kemoterapinin Cilt Ve Tırnaklara Etkisi


Kanser hastalarına karşı uygulanana tedavi yöntemlerinden biri olan kemoterapi tedavisinin cilt ve tırnaklara etkisinden bahsedeceğiz.  Kanser hastalığı ağır bir rahatsızlıktır ve doğal olarak tedavisinin yan etkileri de son derece ağırdır. Bu yan etkilerden cilt ve tırnaklarda etkilenmektedir. Bizde sizlere kemoterapinin cilt ve tırnaklara etkisi hakkında ve alabileceğiniz önlemler hakkında bir yazı derledik iyi okumalar dileriz. 

Kemoterapinin Cilt ve Tırnaklara Etkisi




Kemoterapi aldığınız sürece nadiren kızarma, kaşınma, soyulma, kuruluk ve sivilce gibi önemli olmayan cilt sorunları görülebilir. Cilt ve tırnaklarınızın renginde değişiklikler olabilir. Tırnaklarınız kolay kırılabilir ve üzerilerinde çizgilenmeler oluşabilir. Kemoterapi verilen damarlarda oluşan renk koyulaşması önemli değildir, tedaviniz tamamlandıktan 1-2 ay sonra kaybolur. 




Kemoterapinin Mesane ve Böbreklere Etkisi


Bu yazımızda sizlere hem mesane kanseri hakkında hemde kemoterapinin mesaneye etkisi hakkında bilgilendireceğiz. İyi okumalar dileriz. 


Mesane Kanseri Nedir



Mesane iç yüzeyi özel bir hücre tabakasıyla döşelidir. Bu hücreler idrar kesesini, idrarın tahriş edici etkisinden korurlar.Yaşam döngüleri boyunca çoğalarak ölürler ve yerlerini genç hücrelere bırakırlar. Kanserde ise bu hücreler kontrolsüz olarak çoğalarak sağlam dokuları işgal ederler. Bu durum bazen tümör gelişimi olarak adlandırılırsa da her tümör kanser özelliği taşımayabilir. Bu nedenle hastalık için 'kötü huylu tümör' tanımlaması daha uygun olur. Erkeklerin mesane kanseri olma riski kadınlardan üç kat daha fazladır. Her yıl yaklaşık 40.000 yeni mesane kanseri olayı teşhis edilir ve 15.000’den fazla ölümün nedeni bu hastalıktır. Mesane kanseri kırk yaşın altındakilerde nadiren görülür. Bunun en azından çevresel faktörlerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu hastalık sigara içenlerde boya, kimya ve lastik sanayinde çalışan işçilerde daha fazla görülür. 

Kemoterapinin Cinsel Fonksiyonlara Etkisi


Sağlık açısından olumsuz etkileri olan tedaviler arasında bulunan kemoterapi hakkında size bilgiler verdikten sonra, kemoterapinin cinsellik üzerindeki etkilerinden de bahsedeceğiz. İyi okumalar dileriz. 


Kemoterapi Nedir



Kemoterapi (KT) basitçe kanserin ilaçlarla tedavisi demektir. KT’de kullanılan ilaçlar kanser hücrelerinin büyümesini ve çoğalmasını önleyerek onları hasara uğratırlar. Genelde bu tip ilaçlar birlikte kullanıldıklarında etkileri daha fazla olduğundan KT kürleri birden fazla ilaç içerir. 


Kanserin tipine ve evresine göre KT kanseri tedavi etmek; yayılımını önlemek; büyümesini yavaşlatmak; vücudun diğer kısımlarına yayılmış kanser hücrelerini öldürmek ve kanserin bazı belirtilerini iyileştirmek amacıyla uygulanır. Bazı durumlarda KT tek tedavi seçeneğidir, ancak genelde cerrahi ve/veya radyoterapiye ek olarak kullanılır. Bazı kemoterapi ilaçları üreme organlarının işlevlerini etkileyebilir.

Kemoterapi ve Terleme


Kemoterapi tedavisi sonrasında terleme durumunu aktaracağız. Daha sonra kemoterapinin genel yan etkilerinden bahsedeceğiz. İyi okumalar dileriz. 


Kemoterapi Sonrası Terleme



Havanın sıcak oluşuna bağlı olmaksızın genellikle geceleri olan aşırı sıvı kaybıdır. Bir infeksiyon belirtisi olabileceğinden terleme öncesinde ateşinizin yükselip yükselmediğini kontrol edin.


Aşırı Terleme



Nemi alması için 2 kat giyecek giyiniz. Islak giysilerinizi sık sık değiştiriniz. Yatağınızı kuru tutunuz. Sık sık banyo yapınız. Odanızı cok sıcak veya çok soğuk tutmayınız. 

Kemoterapi ve Beslenme

Kemoterapi tedavisi kanser hastalarına uygulanan bir tedavidir. Bu tedavi uygulanırken kanser hastalarının beslenmelerine son derece dikkat etmesi gerekmektedir. Bundan kaynaklı sizlere kemoterapi hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra kemoterapi görenlerin beslenmede dikkat etmesi gereken hususlardan bahsedeceğiz. İyi okumalar dileriz. 


Kemoterapi Nedir


Kemoterapi, tümörün ilaçla tedavi edilmesi demektir. Cerrahi ve ışın tedavisi ile birlikte tümör tedavisinin çok önemli bir parçasıdır. Kemoterapi ile tümör hücreleri öldürülür veya tümörün büyümesi durdurulmaya çalışılır. Bazen tek, bazen birkaç ilaç çeşitli yollarla verilerek uygulanır.


Kendi Kendine Kanser Taraması

Tabiki de kanser rahatsızlıkları kesin olarak hastanelerde teşhis edilmelidir. Biz bu yazımızda sizlere kanser hastalığı hakkındaki şüphelerinize cevap olmaya çalışacağız. İyi okumalar dileriz. 

Kanser Taraması 


Eğer olanak varsa, her insan bir doktor veya klinik vasıtasıyla belirli aralıklarla sağlık kontrolü yaptırmalıdır. Bu yalnız kanser için değil, genel sağlık için uygulanması gerekli olan görüştür. Kanser için aşağıda sıralandığı şekilde bütün ülkelerce kabul edilmiş özel tehlike işaretlerinin, diğer bir deyimle kanserin 7 habercisinin, bunun dışında bir önemi vardır. Bu belirtilerden her hangi birisinin varlığında kişiler bir doktora müracaat etmelidir. Çok defa teşhis kanser olmayabilir fakat bir kanser teşhis edilirse, erken teşhis ve tedavi, sıklıkla, şifa veya uzamış yaşam süresi için yüksek şanstır. Bundan kaynaklı aşağıda size kanser hastalığının genel belirtilerinden bahsedeceğiz. 

Dengeli Beslenme Nedir

Dengeli beslenme son derece önemli bir konudur hem ne yediğiniz hem de nasıl yediğiniz önemlidir. Fakat dengeli beslenme ve düzenli beslenme sağlıklı olmanın ilk aşamasıdır. Bizlerde sizlere dengeli beslenme hakkında bazı bilgiler vereceğiz. Umarım işinize yarar iyi okumalar. 


Dengeli Beslenme Nedir



Büyüme, gelişme, sağlıklı ve verimli olarak uzun süre yaşamak için gerekli olan enerjiyi ve besin öğelerinin her birini yeterli miktarlarda sağlayacak olan besinlerin, besleyici değerlerini yitirmeden, sağlık bozucu duruma getirmeden en ekonomik şekilde almak ve vücutta kullanmaktır. Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin ögelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması durumu dengeli beslenme sözü ile açıklanır. Beslenme konusunda daima dengeli olmak ruh ve beden sağlığı için çok önemlidir. Dengeli beslenme besin ihtiyaçlarının belirlenmesi ve alınan besinlerin sağlayacağı enerji göz önünde bulundurularak sağlanabilir. Dengeli beslenme söz konusu olduğunda kişinin yaşam biçimi, zevkleri, yeme alışkanlıklarını da göz önünde bulundurmak gerekir.

Beslenme ve Kolesterol


Kolesterol ve beslenme hakkında sizlere hazırladığımız yazımızda size kolesterol durumu hakkında bilgiler verdikten sonra kolesterolün sağlıklı kalması için beslenmeden bahsedeceğiz. İyi okumalar dileriz. 


Kolesterol Nedir




Kolesterol yaşamımız için gerekli olan yağ benzeri bir maddedir. Kolesterol beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar, karaciğer başta olmak üzere tüm vücutta yaygın olarak bulunur. Vücut kolesterolü kullanarak hormon, D vitamini ve safra asitlerini üretir. Bu işlemler için kanda çok az miktarda kolesterol bulunması yeterlidir. Eğer kanda fazla miktarda kolesterol varsa bu kan damarlarında birikir ve kan damarlarının sertleşmesine, daralmasına yol açar. Kolesterol hangi organın damarında birikirse o organa ait hastalıklar ortaya çıkar. Örneğin kalbi besleyen atardamarlarda kolesterol birikirse göğüs ağrısı, kalp krizi gibi sorunlar oluşur. Böbrek damarlarında kolesterol birikimi yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine neden olur.

Akrep Sokması

Akrep zehirli olan böceklerden biridir ve sizi sokması durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekmektedir. Bizler sizlere ön bilgi olarak akrep sokması hakkında bilgiler vereceğiz. İyi okumalar dileriz. 



Akrep Sokması Nedir 


Güney Amerika'da Hindistan'da çok zehirli akrepler vardır. Bunların soktuğu bir kimse, solunum felcine uğrayıp ölebilir. Türkiye'de akrepten ölüm çok seyrek görülür. Güneydoğu Anadolu'da oldukça zehirli akrepler vardır, bazen ölümle biten vakalar olursa da bu gibi haller ancak ağır kalp, böbrek, karaciğer hastalarında görülür.



Nasıl Beslenmeli


Beslenme temel ihtiyaçlarımızdan birisi olmasına rağmen düzenli ve dengeli beslenme her zaman yapılan bir durum değildir. daha sağlıklı bir yaşam ve gelecek için sizlere düzenli ve dengeli beslenme hakkında bilgiler vereceğiz. İyi okumalar dileriz. 

Beslenme Nasıl Olmalı




Besinlerin, hayatı devam ettirebilmek maksadıyla ağız yolu ile vücuda alınmaları. Beslenmede, besinlerin kalitesi yanında onların alınış şekli ve zamanı da önemlidir. Pişirme şekli bazı vitaminleri bozar veya bir kısım yiyecekler de pişirilmeden sindirilemez beslenme öğünlerin zamanı ve sayısı da düzenli olmalıdır. Bağırsaklarda sindirim esnasında o bölgeye fazlaca kan gider ve gıdalar bağırsaklar yedi-sekiz saatte kat eder. Alınan gıdadan azami fayda temin edilmesi ve sindirim bozukluğu olmaması için, öğünler arasında en az bu kadar zaman olmalıdır. Uyku esnasında barsak hareketleri ve sindirim faaliyeti azalır. Bu sebeple tok olarak yatmak pek uygun değildir. Şişkinlik ve rahatsızlık hissi ile kişi rahat uyuyamaz. Ayrıca uyku esnasında kana karışan sindirilmiş gıdalar harcanamadığı için, depolarda birikerek asrımızın en önemli rahatsızlığı olan şişmanlığa sebep olabilirler. Yemeklerin yenmesi gibi hazırlanması da önem verilmesi gereken konulardandır. Tencerelerin yemeğe en az etki edecek, kimyasal bozulmayı önleyecek cinsten toprak kaplar olması ideal olandır. Bunların bulunup kullanılması zor olduğundan emaye, çelik tencereler ve kalaylı bakır kaplar da güvenle kullanılabilir. alüminyum kolay aşınıp çözündüğünden ideal yemek tenceresi olmaktan uzaktır. 

Kalça Çıkığı


Kalça çıkığı hakkında hazırladığımız yazımızda sizlere kalça çıkığı nedir, belirtileri nelerdir ve kalça çıkığı nasıl tedavi edilir konuları hakkında bilgiler vereceğiz. İyi okumalar dileriz. 


Kalça Çıkığı Nedir


Travmatik olarak meydana gelebileceği gibi tekme atma, topa vurma gibi durumlarda kendiliğinden de meydana gelebilir. 

Felç


Felç hakkında hazırladığımız yazımızda sizlere insan vücudunun belirli bir kısmının tamamen çalışamaması durumu hakkında bilgiler vereceğiz. Bu durumun belirtilerinden ve tedavisinden bahsedeceğiz. Unutmayınız ki her felç kalıcı değildir ve çoğu zaman tedavi edilmektedir. Bu gibi  durumlarda doktorlardan yardım almanız şarttır. 


Felç Nedir


Hareketleri düzenleyen ve kaslara uzanan sinirlerde bir bozukluk veya kesilme olursa, o organın kasları hareketsizleşir, bu olaya felç ismi verilir. Özellikle insanların kol ve bacaklarına gelen felçler dikkati çeker. Yüzde, dilde olan felçler de konuşma bozukluğu ve ağız çarpıklığı ile hemen belli olur. Önemli felçlerden biri de bağırsak felçleridir, öldürücü bir hastalıktır. Her organın siniri bozulduğu zaman felç ortaya çıkar. Örneğin; göz felci,işitme felci vb. Felçlerin meydana gelmesinde başlıca iki olay önemli rol oynar. Bunlardan bir tanesi, organa veya kas içine giren sinirin ezilmesi ve kopmasıdır. Diğeri de merkezi sinir sistemi dediğimiz beyin, soğancık ve omurilik gibi yapılarda ortaya çıkan arıza ve hastalıklara bağlı olaylardır.

Çene Çıkığı

Çene çıkığı hakkında hazırladığımız yazımızda sizlere çene çıkığı hakkında kısa bir bilgilendirme yaptıktan sonra çene çıkığı belirtilerinden ve tedavisinden bahsedeceğiz. İyi okumalar dileriz. 



Çene Çıkığı Nedir



TMD, veya tam söylenişi ile Temporomandibular Eklem Bozukluğu (Temporomandibular Joint Disorder), alt ve üst çeneyi birleştiren bağın düzgün şekilde çalışmamasıdır. Bu bağ, vücuttaki en karmaşık yapılı eklemlerden biri olup alt çenenin öne, arkaya ve yana hareket etmesini sağlamakla görevlidir. Bu kas; lif, disk ve kemiklerden oluşan karmaşık yapının gerektiği şekilde çalışmaması sebebiyle olan herhangi bir problem çene eklemi rahatsızlığı olarak adlandırılır. Sıklıkla çene eklemi rahatsızlığı meydana geldiğinde, bir an için çene yerinden fırlayacakmış veya birbirine çarpacakmış ya da kilitlenecekmiş gibi bir his oluşur. Bu düzen bozukluğunun kesin sebebinin ne olduğunu belirlemek ekseriyetle mümkün değildir. Esneme sırasında, kahkahayla gülme sırasında veya çeneye gelen bir darbeyle çene kemiği çıkabilir. Belirtileri ve görünümü gayet tipiktir. Kolayca tanınabilir. Ancak bazen çene kırığı ile karıştırılabilir.

Omuz Çıkığı

Gayet sancılı bir şekilde meydana gelen çıkıklar hakkında hazırladığımız yazı dizimize omuz çıkığı hakkında bilgiler vererek devam ettiriyoruz. Sizlere omuz çıkığı belirtilerini ve omuz çıkığı tedavisini aktaracağız. İyi okumalar dileriz. 

Omuz Çıkığı Nedir



Ellerin üzerine düşmekle veya kolun aşırı hareketlerinde omuz ekleminde çıkık oluşabilir. Bulgular iyi değerlendirilirse kolayca teşhis edilir.Omzunuz vücudunuzun en esnek eklemidir. Bir topu fırlatmak, sırtınızı kaşımak ve hemen hemen her yöne uzanabilmek, bu eklemle mümkün olabilmektedir. Ancak omuzun da yapabilecekleri sınırlıdır. Eklemin bazı kısımları zedelenirse omuz sağlamlığını kaybeder. Bu durumda hem hareket yeteneği kısıtlanır hem de ağrı ortaya çıkar. Ama merak etmeyin, doğru tedaviyle omzunuz yine eski sağlamlığını kazanabilir. 

30 Aralık 2014 Salı

Yaşınıza Göre Beslenin



Her yaşın beslenme şekli farklı olacaktır. Bebekken , çocukken ve yetişkin iken beslenme ne kadar önemli ise yaşlılıkta da beslenme son derece önemlidir. Bundan kaynaklı bizlerde sizleri yaşa göre beslenme hakkında bilgilendireceğiz. İyi okumalar dileriz. 

Yaşa Göre Beslenme



Beslenme, besinlerin, hayatı devam ettirebilmek maksadıyla ağız yolu ile vücuda alınmalarıdır. Beslenmede, besinlerin kalitesi yanında onların alınış şekli ve zamanı da önemlidir. Pişirme şekli bazı vitaminleri bozar veya bir kısım yiyecekler de pişirilmeden sindirilemez. Beslenme öğünlerin zamanı ve sayısı da düzenli olmalıdır. Barsaklarda sindirim esnasında o bölgeye fazlaca kan gider ve gıdalar barsakları yedi-sekiz saatte kat eder. 

Alınan gıdadan azami fayda temin edilmesi ve sindirim bozukluğu olmaması için, öğünler arasında en az bu kadar zaman olmalıdır. uyku esnasında barsak hareketleri ve sindirim faaliyeti azalır. Bu sebeple tok olarak yatmak pek uygun değildir. Şişkinlik ve rahatsızlık hissi ile kişi rahat uyuyamaz. Ayrıca uyku esnasında kana karışan sindirilmiş gıdalar harcanamadığı için, depolarda birikerek asrımızın en önemli rahatsızlığı olan şişmanlığa sebep olabilirler. 

Arı Sokması


Genelde bal arılarının sokması herhangi bir tehlike yaratmaz iken başka türlerdeki arıların fazla sokması veya alerji durumlarının olması sıkıntı yaratabilmektedir. Bundan kaynaklı basit görünen bu konuya değinmek gerekmektedir. Aşağıdaki yazıda arı sokması durumu hakkında bilgiler verilmiştir. İyi okumalar dileriz. 


Arı Sokması


Arı sokması, hayatı tehdit etmesi bakımından pek önemli değildir. Ancak birden fazla arı soktuğu zaman hassasiyeti olan kişilerde astım nöbeti meydana getirmesi bakımından önemli olabilir. Arı sokmasının belirtileri kısa sürer. Acı, şişme ve kızarıklık gibi lokal belirtiler olur. Arı birkaç yerden soktuysa nefes borusuna, yakın bir yerden soktuysa yada kişi alerjik bünyeli ise çok tehlikeli olabilir. 

Alkol Zehirlenmesi


Alkol zehirlenmesi tüketimi ne kadar olursa olsun herkesin başına gelecek bir durumdur. Alkol zehirlenmesi durumu genelde sızma ile karıştırıldığı için siz değerli okuyucularımızı bilgilendirmek ve kafa karışıklığını gidermek isteriz. Alkol zehirlenmesi hakkında aşağıdaki yazıda yeterli bilgileri bulacaksınız. İyi okumalar dileriz. 


Alkol Zehirlenmesi (intoksikasyonu) Nedir




Alkollü içkilerin çok fazla alınması, özellikle sinir sistemi üzerinde zehirli bir etki meydana getirir. Kişi genellikle tam bir baygınlık ve bilinçsizlik içine girer, hatta bazen ölüme kadar giden sonuçlarla karşılaşılır. Alkol zehirlenmesi, aldığımız alkol miktarının vücudunuzun işleyebileceğinden daha fazla olması ile oluşur. Alkol zehirlenmesi, anormal vücut değişikliklerine neden olabilir, düşünmek, hareket etmek ya da düzgün konuşmak mümkün olmayabilir. Teşhis etmek kolaydır. Mümkün olduğunca çabuk alkol zehirlenmesi tedavisinde semptomları hafifletmek daha ciddi sorunları önleme de önemlidir.

Panik Atak


Panik atak belirtileri adı altında daha önceden sizi bilgilendirmiştir bu yazımızda ise panik atak rahatsızlığını biraz daha açarak panik atağın ne zaman başladığına ve ne kadar sürdüğüne dair bilgiler vereceğiz. İyi okumalar dileriz. 


Panik Atak Nedir




Panik bozukluğunun genel nüfustaki yaygınlığı %3 -4'tür. Toplam nüfusun 1/3'ü, yaşamlarının bir döneminde panik atak geçirmektedir. Genel nüfustaki her 100 kişiden 2 ya da 6'sında panik bozukluğu bulunmaktadır. Panik atak, aniden ortaya çıkan ve genellikle on dakika içinde doruk noktasına ulaşan, ayrı bir yoğun korku ya da rahatsızlık duyma dönemidir. Panik atağın varlığından söz edebilmek için aşağıdaki 13 belirtiden en az dördünün (ya da daha fazlasının) bulunması gerekir. 



Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artma olması, terleme titrerme ya da sarsılma, nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumları, soluğun kesilmesi, göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi, bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma, gerçek dışılık duyguların ya da benliğinden ayrılmış olma, kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu, ölüm korkusu, uyuşma ya da karıncalanma duyumları, üşüme, ürperme ya da ateş basmaları. 

İlk Yardım


Sizler için ilk yardım nedir, ilk yardım dolabında bulunması gerekenler, ilk yardım hakkında temel bilgiler hakkında yazı hazırladık.

İlk Yardım Nedir





İlk yardım, kaza ya da bir hastalık sonucu acil müdahale edilmesi gereken bir hastanın doktor gelinceye ya da hastaneye nakledilinceye kadar, en azından sağlık durumunun daha da kötüleştirmemesini sağlanması amacına yönelik olarak yapılan çalışmalardır. 

Ezilmeler

Çoğu darbede kaslarımızda ve vücudumuzda meydana gelen ezilmeler hissedilmez veya umursanmaz. Fakat bu yazıda sizlere ezilmeler hakkında bilgiler vererek konu hakkında aydınlanmanızı sağlayacağımızı düşünüyoruz. İyi okumalar. 

Ezilmeler



Bu yaralanmalar, büyük çapta deri, kas ve kemiğe zarar verdiğinden tıbbi yardım istenmelidir. Ciddi iç ve dış kanamalar olabilir. Özellikle bir kolu ya da bacağı besleyen kan damarları hasar görmüş olabilirler, bu sebeple kurtarma gecikirse oksijenli kan yokluğunun uzaması sebebiyle hasarlı kısım yitirilebilir. Bazı vakalar da hasar gören parça sıkışmış olarak bir saatten fazla kalırsa yaralı dokulara serum akarak onların şişip sertleşmesine sebep olur, kan basıncı düşer ve şok durumu oluşabilir. Hasar gören kaslardan çıkan maddeler yüzünden vücut içerisinde toksit (zehirli) kimyasal madde birikimi de olacaktır. Sıkışmanın kalkması üzerine bu maddeler vücudun diğer kısımlarına hızla yayılarak böbrek yetersizliğine sebep olur ki bu da öldürücüdür. Bu nedenden dolayı kazazede çıkarıldığı zaman, kızartı ve şişme dışında pek az yaralanma görüntüsüne sahip olmasına rağmen ciddi bir durum mevcut olabilir.

Diş Lekeleri Nasıl Temizlenir


Hem estetik açıdan son derece önemli olan hemde ağız sağlığımız açısından kritik önem sahip olan dişlerimizdeki lekelerin nasıl temizleneceğine dair sizlere bir yazı hazırladık. İyi okumalar dileriz. 

Dişlerdeki Lekeler Nasıl Temizlenir




Basit işlemlerle sorunu ortadan kaldırabilirsiniz. Dişteki lekeler genellikle basit bir temizlik ile giderilebilir. Diş doktorları tarafından uygulanan diş taşı temizliği sonrasında polisaj denilen bir işlem uygulanır. Polisaj işlemi dişlerin üzerine özel bir macun uygulayarak bir lastik yardımıyla dişleri daha beyaz hale getirme işlemidir. Polisaj işlemi sonrasında dişlerdeki lekeler çıkmıyorsa ya çürük vardır ya da diş lekesi derine işlemiştir. Dişin içine işlemiş lekeleri temizlemenin yolu da diş beyazlatmadır. Dişte leke oluşumunu engelleyen birçok diş macunu bulunmaktadır. Bu diş macunları düzenli kullanıldıklarında olumlu sonuç vermektedir. 

Bayılma


Oldukça sıradan karşılaşılan fakat bazı durumlarda tehlike yaratan bayılma hakkında size bazı bilgiler sunacağız. Özellikle bayılma durumlarında ilk yardımdan bahsederek herhangi bir durumda yapacaklarınızın kişiye zarar vermemesini sağlayacağız. İyi okumalar dileriz. 

Bayılma



Bayılma, bilincin kısa bir süre için kaybedilişidir (genellikle birkaç dakikadan fazla sürmez). Kanın beyne akışının yavaş yavaş azalmasından kaynaklanır. Genellikle iyileşme hızlı ve tam olur. Bir ağrıya ya da korkuya gösterilen sinirsel bir rahatsızlık, bitkinlik ya da acıkma sonucu da oluşabilir. Bununla beraberinde uzun uzun süre vücudun hareketsiz kalmasından dolayı kaynaklanan bayılmalar da birçok kez görülmüştür. Kas hareketsizliği nedeniyle vücudun alt taraflarında ve bacaklarda çok fazla kan toplanır ve böylece de dolaşımın geri kalan bölümü için geriye kalan kan miktarında azalma olmuş olur. 

Riskli Hamilelik


Gebelik dönemi öncesi ve sonrası her zaman risk barındıran bir durumdur. Bizler riskli gebelik durumundan bahsederek bazı önlemler almanızı sağlayacağız. İyi okumalar dileriz. 


Riskli Hamilelik


Günümüzde pek çok hamilelik sorunsuz bir şekilde tamamlanıyor ve anne bebeğini kucağına almanın mutluluğunu yaşıyor. Ancak bazı riskli durumlar var ki hem bebeğin hem de annenin sağlığını tehdit ediyor, hatta ölümlerine bile neden olabiliyor. 


Hamileyken Kilo Vermek


Gebelik dönemi sorunlarından bir tanesi de kadınların fazla kilo almasıdır. Tabiki de gebelik dönemi kiloya neden olur fakat gereğinden fazla kilo almak da zararlı bir durumdur. Gebelik dönemindeki kilo etkilerine ve nasıl kilo vereceğinize bu yazıda ulaşabilirsiniz. İyi okumalar. 


Hamileyken Kilo Verin


Yapılan bir araştırmada, aşırı şişman kadınların hamilelik döneminde sağlıklı diyet ve yaşam biçimi değişiklikleriyle kilolarının bir kısmını verebileceği belirtildi. Obstetrics & Gynecology dergisinde yayımlanan araştırmada, en azından obez kadınların bazılarının hamilelik döneminde kendilerine ve bebeklerine zarar vermeden kilolarını atabilecekleri kaydedilerek, obez kadınların hamileliklerinde kilo kaybetmelerinin, sezaryen ameliyatına ihtiyaç duyma riskini düşürmesinin de muhtemel olduğu vurgulandı. İsveç’deki Linkoping Üniversitesinden Dr. Marie Blomberg ve ekibinin yaptığı yeni araştırmada, tıbbi kayıtlar incelenerek, 1993-2008 yıllarında 46 binden fazla obez hamile kadının doğum yaptığı belirlendi. 

Adet Döneminde Sırt Ağrısı

Kadınların düzenli olarak yaşadıkları sıkıntılar arasında bulunan adet kanamaları hakkında hazırladığımız yazımızda farklı olarak adet kanamalarında sırt ağrısının nedenlerinden bahsedeceğiz. İyi okumalar dileriz. 

Adet Kanamaları Esnasında Neden Ağrı Olur



Sancılı adet görme aslında normal adet görme mekanizmasının önemli bir parçası olan rahim kasılmalarının kadın tarafından ağrı şeklinde hissedilmesidir. Bu rahim kasılmalarının amacı rahim iç tabakasının atılarak yenilenmesi esnasında oluşan kanama miktarını en az seviyede tutmaktır. Bu kasılmalar esnasında rahimde bölgesel olarak prostaglandin adı verilen bazı maddeler salgılanır.Ağrıya yol açan olayın bu prostaglandinlerin ya aşırı miktarda salgılanması veya kadında prostaglandinlere ağrı şeklinde bir aşırı duyarlılık cevabı oluşması olduğu kabul edilmektedir. Prostaglandin salgısı özellikle yumurtlamalı bir adet döngüsünde gerçekleşebildiğinden adet görmeden kısa süre önce başlayan ve kanama bittikten sonra tümüyle kaybolan adet sancısı bir önceki adet döngüsünde yumurtlama olduğunun en güvenilir belirtilerinden biridir. RİA ("spiral") kadınların bir kısmında önceden var olmayan adet sancılarının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Esasen RİA uygulamalarından sonra kadınların bir kısmının RİA'lsrını çıkarttırmak istemelereinin en önemli nedenlerinden biri budur. 

Kulak Temizliği ve Bakımı

Kulak temizliği ve bakımı hakkında sizlere bilgi vermek için ele aldığımız makalemizde kulağın kendi kendini temizlemesi durumundan da bahsederek yazımızı bitireceğiz. İyi okumalar dileriz. 


Kulak Temizliği ve Bakım



Kulak temizliğinde kulak arkasının temizliği unutulmamalıdır. Kulak içine herhangi bir cisim sokulmamalıdır. Dış kulak yolunun zedelenmesi tehlikeli iltihaplanmalara neden olabilir. Kulağa küpe takarken bunun kulakta alerji yapabileceği bilinmelidir. Bu nedenle kullanılacak küpelerin alerji yapma özelliği çok az olan altın ya da gümüşten yapılanları tercih edilmelidir. Klipsi olmayan küpe kullananlar kulak memesinde delik açtırmaktadırlar. Bu deliği açarken kullanılan delici aracın ve peşi sıra takılan ip ya da halkanın mutlaka mikropsuz olması gerekir. Aksi takdirde kulak memesinde çok tehlikeli durumlara yol açabilecek iltihaplanmalar görülebilir. Ayrıca kulak memesine delik açılırken tek kullanımlık aletler kullanılmadığı taktirde bugün için çok yaygın hale gelmiş kan yolu ile bulaşabilen sarılık (hepatit B), AIDS (HIV) gibi, mikropların yol açtığı hastalıklara yakalanma tehlikesi vardır. Doğal olarak bu riskler kulak gibi vücudun başka yerlerine de takılan cildi delici takıların ve işlemlerin (dövme gibi) tümü için geçerlidir.

Diş Nasıl Fırçalanmalı


Diş fırçalama ağız bakımında olmazsa olmazlar arasındadır. Diş fırçalama basit bir işlem olsa da çoğu kişi tarafından yanlış yapılmaktadır. Bundan kaynaklı sizlere daha doğru bilgi vermek adına bu yazıyı ele aldık umarım yararlı olur. 

Diş Fırçalama 




M.S 500 yıllarında Çin'de ortaya çıkmıştır. Günümüzde kullanılan yapısı ile ilk defa 1857 yılında Amerika Birleşik Devletlerin'de patent almıştır. Diş fırçası Ağız ve diş sağlığının bozulması kalp, böbrek ve romatizma gibi rahatsızlıkların önemli nedenlerindendir. Ağız bakımı kişinin yaşama bağlılığı ve uygarlığıdır. Sağlıklı yaşam duygusudur. Bakımlı bir ağız, dişlerin düzenli şekilde fırçalanması ile kazanılır.

Diş Çürüklerine Sebep Olan Maddeler


Diş çürükleri genelde ağızda meydana gelen bakteri artıklarından meydana gelmektedir fakat bazı durumlarda diş çürüğüne neden olabilir. Bizler sizlere çürük yapan maddelerden , diş çürümesinden bahsedeceğiz. İyi okumalar dileriz. 


Çürük Yapıcı Maddeler




Karbonhidrat en önemlisidir. Çok şeker kullanan toplumlarda ve ailelerde çürükler sık ve ağırdır. Bakteri plaklarında çoğalan mikroplar şekerli maddeleri parçalayarak asit yapımına yol açarlar. Bu asitler çürüğü başlatır, Varolan çürükleri derinleştirir. Bu nedenle bakteri plağının oluşumunu engellemek kadar şekerli besinlerden ve özellikle dişlere yapışan türlerinden kaçınmak da yararlıdır. Bakteri plağı ve yapışkan şekerli maddelerden korunmanın ana ögesi dişlerin fırçalanmasıdır.

Sırt Bakımı


Sırt bakımı özellikle omurga bulunan bölge olması sebebi ile oldukça önemlidir. Bundan kaynaklı blog yazarları olarak bu konuya da değinmek istedik, ayrıca sizlere ağrı yükleri kaldırmada doğru kaldırma nasıl yapılacağından bahsedeceğiz. İyi okumalar dileriz. 



Sırt Bakım



Hangi yaşta olursa olsun sırt bakımı yapmak zorunludur. Özellikle yetişkinler arasında düzenli sırt bakımı egzersiz ve sırtın önemine dikkat etmedikleri için sırt ağrısı çekenlerin sayısı hayli çoktur. Omurganın vücut için taşıdığı nem göz önüne alındığında, sırt bakımının önemi de ortaya çıkar.

Periodontal Hastalık

Blog okurlarımız için bu yazımızda sizlere periodontal hastalıklardan bahsedeceğiz. Hastalık belirtilerine ve tedavisine dair de bilgile vereceğiz. İyi okumalar dileriz. 

Periodontal Hastalık Nedir



Periodontal hastalık yada halk ara-sında bilinen adıyla "Piyore" dişi saran ve destekleyen dokuların ilti-habıdır. Periodontal hastalıklar diş eti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen iltihabi hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının %70`inden periodontal hastalıklar sorumludur. Bu hastalıklar erken dönemde teşhis edildiklerinde kolay ve başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler. 

Selülitten Kurtulmak İçin Öneriler


Selülit hakkında hazırladığımız yazımızda sizlere selülit yani portakal kabuğu görünümü veya süzme peynir görünümü denilen şeyin ne olduğunu aktaracağız. Ayrıca nedenlerinden ve tedavisinden bahsedeceğiz. İyi okumalar dileriz. 


Selülit Nedir


Selülit, bilinenin aksine sadece bir estetik kaygı değil, ciddi bir damar rahatsızlığıdır. Selülit, varis ve diğer birçok damar rahatsızlığı gibi günümüzde yaşam biçimimizdeki olumsuz davranışlar neticesinde artmaktadır. Selülit özellikle kadınlarda görülen ve adiposit adı verilen derialtı yağ hücre gruplarının kan ve lenfatik dolaşımı bozmasıyla oluşan bir yapıdır. Kan ve lenfatik dolaşımı etkilenen bölgede zaman içerisinde yağ hücre gruplarının arasında oluşan fibrotik bantlar deride çöküntülere ve portakal kabuğu görünümüne neden olur. 

29 Aralık 2014 Pazartesi

Saç Bakımı ve Temizliği

Saç bakımı ve temizliği hakkında hazırladığımız yazımızda sizlere saç bakımında kullanacağınız şampuanlardan bahsedeceğiz. Saç temizliğinde en sık kullanılan ürün olan şampuan seçimi son derece önemli bir konudur umarı bu yazı size yardımcı olur. 


Saç Temizliği ve Bakımı




Saçlar da baş derisinde bulunan kıl köklerinden uzayarak büyüyen kıllardır. Kıl köklerindeki bezlerden salgılanan maddeler yağlı yapıdadır.Sağlıklı saçlara sahip olmak için düzenli biçimde yıkanmak gerekmektedir. Saçların fırçalanması dökülen saçlar, kir ve tozları uzaklaştırıcı işlev görmektedir. Normal bir saçın haftada en az bir ya da iki kez yıkanması gerekmektedir. Yağlı saçlar ise daha sık yıkanmalıdır. Saçlar temiz su ile iyice durulandıktan sonra kurutulmadan önce nazik bir biçimde taranmalıdır. Saçların kurulanmasında yumuşak bir havlu kullanılmalıdır. Kurulama işlemi de yumuşak olmalıdır. Eğer sert bir havlu kullanılır ya da çok şiddetli ovulursa saçların uçları çatallanabilir. Saçlar elektrikli kurutucularla kurutulabilir. Ancak kurutucunun saça çok yakın tutulmaması gerekmektedir. Bu durumda saçlı deri ve saçlar fazla sıcaktan olumsuz etkilenebilirler.

Çok Fazla Saç Yıkamak Saça Zararlı


Saç yıkamak saçı temizlemek için oldukça önemli bir işlemdir fakat çok fazla yıkamak saçlara zarar vermektedir. Aşağıda size saçları fazla yıkamanın zararlarından ve jölenin saça zararlarından bahsedeceğiz. İyi okumalar dileriz. 


Sık Saç Yıkamak Saça Zararlı




Saçlı derinin kendine özgü koruyucu florası olduğunu, bakımının özenle yapılması gerektiğini söyleyen uzmanlar her gün saç yıkanmanın neden zararlı olabileceğini açıkladı.Saçlı derinin kendine özgü koruyucu florası var ve bakımının özenle yapılması gerekiyor. Bazı kişilerin “çok yağlı” diyerek saçlarını sık aralıklarla yıkar ama bu davranış doğru değil, sık yıkamakla yağlı saçlardan kurtulunmaz. Sık yıkamak saçlı derinin koruyucu florasını bozar. Saçları sık yıkamanın derideki koruyucu bakterileri yok ederek kepeklenme ve saç dökülmesine yol açabilir. Koruyucu tabaka yok olduğu gibi deride istenmeyen bakteri ve mantarların üremesine de neden olabilir. En sağlıklı olanı saçların haftada 3 gün PH değeri 5,5 olan şampuanla yıkanmasıdır. Ayrıca yıkama sırasında çok sıcak su yerine ılık su kullanılmalı.

27 Aralık 2014 Cumartesi

Kadınların Görmezden Geldiği 20 Kanser Belirtisi


Özellikle günümüzde son derece yaygın olan kanser rahatsızlığının belirtileri hakkında ele aldığımız yazımızda şüphelerinizden sonra doktorunuza başvurmanız gerekmektedir. İyi okumalar. 

20 Kanser Belirtisi


Kadınların büyük çoğunluğu ciddi hastalıkların belirtilerini görmezden gelir, önemsemez ve hastalık ilerlemeden doktora gitmezler. Bu şekilde de herhangi bir kansere yakalandıklarında da tedavi için genellikle çok geç kalmış oluyorlar.




Kemoterapinin Yan Etkileri Nelerdir


Kemoterapinin yan etkileri hakkında hazırladığımız yazımızda sizlere kısa bir bilgi vereceğiz. Daha sonraki yazılarımızda yan etkilere dair daha ayrıntılı bilgilere kavuşacaksınız. İyi okumalar dileriz. 



Kemoterapinin Yan Etkileri 




Kemoterapi büyüyen ve bölünen hücreleri öldürdüğünden bu tür özellikleri olan normal hücrelere de zarar verebilir. Bu tür hücreler kemik iliği, sindirim ve üreme sisteminde ve saç foliküllerinde bulunduğu için yan etkiler daha çok bu bölgelerde görülür. Kemoterapinin yan etkileriyle savaşabilecek birçok olanaklarımız olduğundan gerekli önlemler alındığı takdirde bu yanetkilerden korunabiliriz. Bu kitapçıkta sıralanan yanetkiler bütün hastalarda görülmeyeceğinden yanetki Iistesinin uzun olmasından ötürü endişeye kapılmanıza gerek yoktur.

Kemoterapinin Yan Etkileri -2


Kemoterapinin yan etkileri hakkında daha önceki yazımızın devamı niteliğinde olan bu yazımızın sizlere yararlı olmasını diliyoruz. 

1. Yorgunluk ve Kansızlık: 



Kemoterapi kemik iliğinin kırmızı hücre yapma yeteneğini bozarak vücutta oksijen taşınmasını azaltır. Yeterli oksijen ihtiyacı karşılanmadığında dokular işlevlerini göremezler, bu duruma kansızlık denir. Yorgunluk, baş dönmesi, nefes darlığı yapabilir. Her tedavi öncesi hemoglobin(Hb) düzeyi ölçülerek kan durumunuz hakkında fikir sahibi olunur. Normalde 14 gr olan hemoglobin düzeyi, 10 gr'ın altına ininceye kadar herhangi bir sorun yaratmaz. Doktorunuz gerekli gördüğü takdirde size kan verilmesini önerecektir.Kansızlık oluştuğunda alacağınız önlemler: Dinlenmeye daha fazla vakit ayırınız. Yorucu işlerden kaçınınız. Özellikle yeşil ve lifli sebzeler, kırmızı et ve karaciğer gibi demir açısından zengin gıdalar alınız. 


Ayağa kalkarken başdönmesini önleyebilmek için yavaş hareket ediniz. 

Aşağıdaki durumlarda acilen kan sayımı yaptırarak doktorunuza başvurunuz: 


Ara kan sayımlarında hemoglobin miktarınız 7 grn altında ise, 

Yorgunluğunuz giderek artıyorsa, 

Bilinç bulanıklığı oluşursa. 

Kemoterapi Rehberi

Kanser hastalarına uygulanan kemoterapi tedavisi hakkında merak ettiğiniz sorulara bu yazımızda ulaşabilirsiniz. İyi okumalar. 

Hastalar İçin Kemoterapi Rehberi


Kemoterapi uygulanmasına karar verilmiş bir hasta olarak tedavi ekibinin en önemli üyesi sizlersiniz. Tedavi ekibi hasta, doktorunuz ve tedaviyi uygulayan hemşireden oluşmaktadır. Yapılacak tedavi konusunda bilgilendirilen hastaların tedaviye uyumu ve dolayısıyla tedavinin başarısı daha fazladır.


Bu yazı ile size, ailenize ve yakınlarınıza kemoterapi hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır. Amaç, zaman darlığı nedeniyle doktorunuzun size yeterince anlatamadığı ve sizin bilgilendirilmek istediğiniz konular hakkında sizi aydınlatmaktır. 


Kemoterapi rehberinde kemoterapinin anlamı, ne işe yaradığı, neden yapıldığı, uygulama şekilleri,yan etkileri, tedavi sırasında dikkat edilecek konular ve acil durumlar hakkında bilgi verilecektir. Unutmayın bu sadece bir rehberdir. Buradaki bilgiler sizin sorunlarınızı çözmeye yetmeyebilir. Karşılaşacağınız her türlü sorunda mutlaka doktorunuza başvurmanızda fayda vardır. Cevabını bulamadığınız sorularınızı lütfen doktorunuza veya hemşirenize sorunuz. Bu sorularınız sayesinde bundan sonra hazırlanacak kitapçıklara katkınız ve sizden sonra gelecek hastalara yararınız olur.