Sizler için kısırlık nedir , belirtileri ve teşhisleri nelerdir başlığını inceledim.Kısırlığın Oluşum süreçleri ve ortaya çıkardığı sorunlarla birlikte günümüz dünyasında uygulanabilirliği olan tedavi yöntemleri üzerine bir inceleme gerçekleştirdim. İnternetten ve kişisel deneyimlerden edindiğim bilgileri aktardım. Elde ettiğim verileri de aynı zamanda uzmanlar tarafından teyit ettirdim. İyi okumalar dilerim.
Kısırlık Nedir
Kısırlık veya infertilite kabaca kadınlarda ve erkeklerde tıbbi sebeplerle çocuk sahibi olamama durumudur. Tıpta kısırlık "herhangi bir korunma olmaksızın, düzenli ilişkiye rağmen bir yıl içerisinde çocuk sahibi olunamaması" şeklinde tariflenir.
Kadınlarda Kısırlık
Yumurtlamada yaşanan bozukluklar: Kadında en sık görülen kısırlık şeklidir.
Tüplerin hasarlı olması: Tüplerin kısmen veya tamamen tıkalı olması sperm ile yumurtanın buluşmasını engelleyerek döllenme ve gebeliği olanaksızlaştırır.
Endometriozis: Endometriozis rahim içini döşeyen dokunun (Endometrium) rahim dışında gelişmesi olarak ifade edilir.
Rahime ait problemler: Rahim ağzındaki yapısal, enfeksiyona ait veya bu bölgedeki salgıyla (Mukus) ait bozukluklar kısırlık sebebi olabilir.
Alerjik nedenler: Alerjik nedenler kısırlık nedeni olabilmekle birlikte teşhisleri ve tedavileri zordur.
Erkeklerde Kısırlık
Sperm üretiminde aksaklıklar: Spermin şekli, niceliği veya hareket kabiliyetindeki zayıflıktan meydana gelir.
Yapısal bozukluklar: Spermin üretim yeri olan testislerden dışarı çıkmasını engel olan tam veya kısmi tıkanıklıklar kısırlığa neden olabilir.
Çevresel faktörler: Aşırı sıcakta çalışmak, sürekli oturmak, kimyasal maddeler solumak, kısırlık sebeplerinden bir kaçıdır. Normal yaşamınızdaki faaliyetlerin bir çoğu fazla olmasa da kısırlığa neden olabilir, örneğin işinizin stresli olması dahi kısırlığa sebep olabilir. Çocuğu olmayan insanların ilkin yaşam tarzlarında değişiklik yapmaları gerekir. Sigara içiliyorsa bırakılmalıdır. Alkolden uzak durulmalıdır. Sürekli oturulmamalı, sıcakta çalışmamalı ve düzenli ve dengeli beslenilmelidi
Kısırlık Tedavisi
Genel olarak kadınlarda gerçekleştirilmesi gereken tetkikler sırasıyla jinekolojik muayene, ultrasonografik inceleme, rahim ağzından alınan örnekler (smear testi ve bazı kültürler), hormon tahlilleri, rahim filmi (histerosalpingografi) ve erkekte gerçekleştirilen tetkikler ise sperm analizidir. Bu tetkiklerden yakın vakitte ve uygun şekilde yaptırılmış olduklarınızın tekrarlamaya gerek kalmamaktadır. Tetkiklerinizin adet döneminize göre ne zaman yaptırılacağı, hangilerinin tekrarlanacağı doktorunuz size belirtecektir.
Eğer tetkikler sonucunda Tüp Bebek ya da mikroenjeksiyon işlemlerinden birinin uygulanması gerekecekse ilave tetkikler olarak; Tam Kan Sayımı, Kan Grubu, Sarılık, AIDS, Kızamıkçık vb gibi bazı ek tetkiklerin yapılması gerekli olacaktır. Çift ile sorunları hakkında görüşüldükten sonra her açıdan detaylı bir fizik muayene yapılır. Utanma duyguları ile doktora doğru bilgiler vermemek gereksiz birçok uygulamaya ve maddi yüke yol açacağını atlamayın.
Yapılan değerlendirmeler ve belirlenen nedenle ilintili olarak sizin için en uygun olan tedavi yöntemi belirlendikten sonra size bu tedavi yöntemi konusunda detaylı bir açıklama getirilecektir.
MUAYENE ve ULTRASONOGRAFİ
İlk görüşmenin ardından yapılacak olan muayenenizde rahim ağzından smear testi gerçekleştirilecek ve bazı mikroorganizmalara yönelik kültürler alınacaktır. Vajinal ultrasonografi uygulanarak rahim ve yumurtalıkların durumu değerlendirilecek, rahimde myom, polip gibi patolojilerin olup olmadığı, yumurtalıklarda kistik bir gelişimin varlığı ve yumurtalıkların yerleşimi saptanacaktır.
Muayene sırasında transfer kateteri kullanılarak rahim ağzının embriyo transferine uygun olup olmadığı saptanacak ve aynı sırada rahim içine verilen az miktarda sıvının ultrasonografide izlenmesiyle yani “histerosonografi” uygulamasıyla rahim içinde bir sorun olup olmadığı araştırılacaktır.
RAHİM FİLMİ (HSG)
Yumurtalıklardan aktarılan yumurta önce Fallop tüplerinin içerisine girer ve burada sperm ile yumurta bir araya gelerek döllenme hedefenmektedir. Daha sonra döllenen yumurta rahim içine iletilerek burada yerleşir ve gebeliği başlatır. Rahim filmi Fallop tüplerinin açık olup olmaması, rahim dokusunda doğuştan ya da sonradan meydana gelen ve gebeliğin yerleşmesine engel olabilecek bozuklukların tespitine yarayan bir yöntemdir.
Genel itibariyle adet bitiminden sonraki 7 gün içerisinde çekilmesi şarttır. Ciddi ağrı oluşturmayan bu işlem için herhangi bir anestezi şart değildir. İşlem 5-10 dakika sürmektedir.
LAPAROSKOPİ
Genel anestezi altında hastanın göbeğinden ince bir iğne yardımıyla girilerek karın karbondioksit gazı ile şişirilir ve daha sonra yaklaşık 10 mm çapında bir alet göbekteki 1 cm’lik kesikten karın içine konularak buradan karın içerisine optik bir alet ilerletilir. Kamera yardımıyla elde edilen görüntü bir monitör vasıtasıyla izlenerek gerekli girişimler gerçekleştirilir. Laparoskopi tanısının konması ya da bazı müdahalelerde bulunulması için kullanılır.
Erkekte semen analizi ve kadında muayene, hormonal inceleme ve HSG yapıldıktan sonra eğer herhangi bir sorun bulunamazsa, yani açıklanamayan infertilite durumunda, tüplerin açık olup olmadığını kesin olarak değerlendirilmesi amacıyla, ayrıca karın içindeki yapışıklıklar veya endometriyozis adı verilen hastalığın değerlendirilmesinde kullanılır. Bunun dışında yapışıklıkların açılması, endometriyozis odaklarının yakılması, yumurtalık kistlerinin çıkarılması gibi nedenlerle açık ameliyat yerine doktorunuz tarafından önerilebilir. Son yıllarda kullanım alanı çok genişlemiş olan bu yöntemle bir çok jinekolojik ameliyatın yapılabilmesi mümkün olmuştur.
HİSTEROSKOPİ
Rahim ağzından içeriye doğru ilerletilen optik bir alet yardımıyla rahim içerisi incelenir. Laparoskopi gibi hem tanı hem de tedavi amacıyla kullanılabilir. Rahim duvarları ve tüplerin açıldığı bölgeler incelenerek polip, myom, septum gibi yer kaplayan lezyonlar, yapışıklıklar araştırılır ve aynı seansta tedavileri sağlanabilir. HSG ya da ultrasonografide polip, septum veya myomdan şüphelenilmesi, açıklanamayan infertilite, tekrarlayan gebelik kayıpları, açıklanamayan kanamalar gibi çeşitli durumlarda yapılması gerekebilir.
SPERM ANALİZİ
İnfertilite yakınması ile başvuran çiftlerde genel olarak ilk yapılması gereken, basit ancak bir o kadar da değerli olan bir inceleme yöntemidir. Semen analizi için 3-5 günlük bir cinsel perhiz süresi gerekmektedir. Sperm analizini etkileyebilecek bir çok faktör mevcut olup örnek alınmadan önce bir form verilerek bu durum araştırılmalıdır. Semen örneğinin bir tuvalette ya da herhangi bir ortamda değil, bu iş için özel olarak hazırlanmış bir mekanda verilmesi gerekir.
Örnek vermek için gerekli olan uyarılar ve nelere dikkat edileceği bu ortamda hastanın kolaylıkla görebileceği bir yere yazılı olarak bırakılmalıdır. Örneğin mastürbasyonla ve steril bir kap içerisine alınması ve sabun, tükürük vb gibi maddelerin kullanılmaması gerekir. Prezervatif kullanılması veya örneğin evden getirilmesi arzu edilmemekle birlikte örnek verme konusunda sıkıntı yaşayan hastalarımızın bu durumu önceden doktor ya da laboratuvar görevlilerine bildirmeleri halinde kendilerine özel prezervatif sağlanacak veya başka önerilerde bulunulacaktır.
ÜROLOJİK DEĞERLENDİRME
İnfertilite yakınmasıyla başvuran olguların yaklaşık olarak 1/3′ünde erkekle ilgili bir sorun mevcut olup bu sorun cinsel fonksiyon bozuklukları, anatomik bozukluklar (vaz agenezisi, inmemiş testis vb), hormonal nedenler, varikosel, radyasyon tedavisi, kemoterapi, çeşitli virütik hastalıklar, genetik nedenlerden kaynaklanabilir.
Olguların büyük bir çoğunluğunda ise genellikle hiç bir neden saptanamamaktadır. Bu nedenle infertilite yakınması ile başvuran ve erkek faktörü saptanan tüm olguların ürologla görüşmeleri önerilir. Bu görüşmede detaylı olarak öykünüz alınacak, muayeneniz yapılacak ve gerekli görülmesi durumunda hormon tahlili, ultrasonografi, genetik inceleme vb gibi tetkikleriniz yapılacaktır.
Tanısal amaçla erkeğin yumurtalıklarından parça alarak sperm hücresi yönünden (tanısal TESE) ve patolojik olarak değerlendirmek tanıda kullanılan diğer yöntemlerdir.
GENETİK İNCELEME
Erkeklerde sperm sayısının ileri derecede düşük olması ya da hiç bulunmaması yani azoospermi genetik bozukluklarla birlikte olabilir. Kromozomlardaki çeşitli yapısal ve sayısal değişiklikler yanında özellikle Y kromozomu olarak adlandırılan erkek cinsiyet kromozomundaki bazı değişiklikler (Y kromozom mikrodelesyonları) infertilite yakınması ile başvuran erkeklerde %5-15 sıklıkla görülmektedir.
Bunların değerlendirilmesi hem infertilite nedeninin ortaya konması hem de tedavi sonrasında gebelik meydana gelirse bunun doğacak olan bebeğe aktarılma riskini ortaya koyması bakımından son derece önemlidir. Bu nedenle tedavi öncesi doktorunuz size bu genetik incelemelerin yapılmasını önerebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder